Ana sayfa » Finlandiya’da Hoca Olmak…
Esra Şahin

Finlandiya’da Hoca Olmak…

  • 5 sene önce
  • 3Dakika
  • 734Sözcük
  • 42Görüntülenme

Katri Vihtila ile aynı işi yapıyorum ben. Kendisi ‘3. Seviye Grubu’ öğretmeni. Kendisiyle beraber aynı yaş grubuyla çalışıyoruz. Ders verdiği sınıfta etik, sanat ve matematik derslerini gözlemledim. İlk dersini Fince diğerlerini İngilizce işledi. Etik dersini işlerken disiplinler arası geçişle müzik dersine bağladı ve piyano çaldı, öğrenciler de çaldığı şarkıya sözlerle eşlik ettiler. Katri gibi Finlandiya’daki öğretmenler İngilizce biliyorlar ve en az bir müzik aleti çalabiliyorlar.

Katri Vihtila ile tanıştığımda Finlandiya’da çalışan öğretmenler hakkında yazılanların abartı olmadığını fark ettim. Hatta öğretmenlerle tanıştıktan sonra eğitim sisteminin altında yatan başarıyı büyük oranda öğretmenlere mal etmenin doğru olacağını düşünüyorum.

Finlandiya’da öğretmen olmak kolay değil. Önce Finlandiya’da genel sınava giriyorsunuz. Sınavdan başarı sergilediğinizde akademik test ve mülakata alınıyorsunuz. Mülakatlar grup tartışmaları, birebir görüşme gibi farklı yöntemlerle yapılıyor. Başvuran herkes öğretmen olamıyor tabii, ülke ortalamasına göre başvuranların  %10’luk dilimine giren öğretmen olabiliyor.

Finlandiya’da eğitim fakülteleri çok önemsendiği için öğretmenlere çok yoğun bir eğitim veriyor. Bir öğretmen 4 yıl lisans ve ardından yüksek lisans olmak üzere 5 ya da 6 yıl eğitim fakültelerinde eğitim alıyor. Kendisini asla yeterli görmeyen, araştırmacı ve kendini sürekli yenileyen öğretmen istedikleri için yüksek lisansı zorunlu tutuyorlar. Öğretmen adayı sadece bir branşta değil, iki branşta uzmanlaşıyor.  Okul bitirince hemen öğretmen olunmuyor. Öğretmen adayı tezini, makalelerini ve diğer çalışmalarını, çalışmak istediği okulun yönetimine sunuyor. Okul yönetimi öğretmeni değerlendiriyor ve stajyer öğretmen gibi derslere alıyor. Öğretmen adayı menti olarak, mentör öğretmenle derslere girip, uzmanlaşacağı alanda çalışmalar yapıyor. Eğer başarılı olursa asıl öğretmenliğe geçiyor.

Eğitim fakültelerinin birinci hedefi ‘ Özerk Öğretmen’ yetiştirmek. Bunun nedeni ise eğitim sistemlerinde bir müfredat olmaması. Ders içeriklerini dolduran öğretmene sınırsız yetki veriliyor. Finlandiya eğitim sisteminde yeni bir reforma gidiyor ve öğretmenin bu anlamdaki özerkliği daha da artacak. Öğretmene duyulan bu güven son derece önemli ve bana göre eğitim sisteminin başarısı burada yatıyor. Öğretmenlere verilen eğitime o kadar güveniliyor ki öğretmenler denetlenmiyor. Otokontrolü ve öz disiplini sayesinde öğretmenler kendi kendilerini eleştiriyorlar. Zaten Finlandiya eğitim sistemi öz değerlendirme üzerine kurulu ve bu öğretmenler o sistemden çıkmış kişiler. Bu ne demek oluyor? Öğretmen ben bu konularda iyiyim, bu konularda iyi değilim diyebiliyor ve bu onu yetersiz öğretmen yapmıyor. Öğretmen kendi eksikleri üzerine gidiyor ve daha iyi olmaya gayret ediyor. Öğretmen için baskı unsuru olacak bir denetime böylelikle ihtiyaç kalmıyor.

‘Öğretmene ceza veriliyor mu?’ Sorusu soruldu okul müdüresine, bu soruyu anlamakta zorluk yaşadı. ‘En son yaşanmıyor ama yaşanırsa gereken yapılır.’ dedi. Bu soruya verdiği tepkiden çok öğretmenlerle ilgili bir disiplin sorunu yaşamadığını fark etmiş oluyoruz.

Öğretmenler arasında asla rekabet yok, işbirliği var. Daha iyi bir eğitim verme konusunda fikirler paylaşılıyor ve okul yönetimiyle de bu anlamda karşılıklı fikir alışverişi söz konusu. Amir ve çalışan durumu asla söz konusu değil. Öğretmenlerle iyi bir diyalog geliştirmek ve daha rahat paylaşımlarda bulunmak için müdür odası öğretmenler odasının yanında.

Finlandiya’da öğretmenliğin çok prestijli bir meslek olduğunu görüyoruz. Hem öğretmen yetiştirme politikaları hem de öğretmenlerin mesleğe başladıktan sonraki gelişimleri kendilerine duyulan saygıyı hak ettiklerini düşündürüyor. Eğitim sistemlerindeki başarıyı sağlayan okul müfredatı, yönetim, okulun fiziksel koşulları veya başka bir şey değil, tamamıyla öğretmenler. Bu anlamda başarı sağlamak isteyen ülkeler de bu konu üzerine eğilmeli, öğretmen yetiştirme politikalarını gözden geçirmelidir. Öğretmenin başarılı olduğu bir eğitim sisteminde başka bir şeye ihtiyacın olmadığını öğrenmemizi sağlan Finlandiya Eğitim Sistemi bu konuda örnek alınabilir.

Esra Şahin

"Eğitim Notları"

İnönü Üniversitesi Sınıf öğretmenliği bölümünden mezun oldu. 2011 yılında Bahçeşehir Üniversitesi’nde Eğitim Yönetimi bölümünden yüksek lisansını tamamladı. Şu an Anadolu Üniversitesi Sosyoloji bölümü üçüncü sınıf öğrencisidir. Bir devlet okulunda öğretmenlik yapmaya devam etmektedir.
Düzenli olarak Eğitişim Dergisi’ne yazılar yazmaktadır ve Classloom Blog’da yazardır. Alternatif eğitim sistemlerine ilgi duymakta ve bu konuda yazdığı ‘A.S.Neill’in Alternatif Eğitim Sitemleri Üzerine Görüşlerinin Summerhill Okulları Üzerinden Değerlendirilmesi Projesi’ bulunmaktadır. Avusturya’ya gidip montessori ilkokulu, pikla anaokulu, waldorf ortaokulu, demokratik ilkokul ve orman anaokulları konusunda eğitim almış ve gözlemlerde bulunmuştur. 2017 yılında ise Finlandiya eğitim sitemini incelemek için Finlandiya’ya gidecektir.
Gençlik ve Spor Bakanlığı’nda tiyatro lideridir. Bir dönem kamplarda tiyatro liderliği yapmıştır.
Suriyeli mülteci öğrencilerin eğitimini konu alan ve hazırlayıp yürütücülüğünü yaptığı ‘Seni Kendi Dünyamda Kucaklıyorum’ isimli proje ile İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün Eğitimde İyi Örnekler Sergisi’ne girmeye hak kazandı ve ödül aldı.
Bir dönem ‘İstanbul Türkiye İçin Okuyor’ projesi kapsamında yetişkinlere okuma yazma kursları açmış ve yaptığı çalışmalardan dolayı ödüllendirilmiştir.
TEMA vakfı gönüllüsü ve temsilcisidir. Çocuklara gönüllü doğa eğitimleri vermekte ve etkinlikler düzenlemektedir.

Yorum Bırak

Yorum yapmak için tıkla

Sponsorlu Bağlantılar