Aşkın ne olduğunu bilmeden yürüyorum yollarda Aşkın çok yakında kapımı tıklatacağından emin bir halde düşüncelerim ile özdeşleşiyorum Dalıp dalıp gidiyor...
Sözcüklere prangaladım kendimi. Öylesine ağırlar ki… Ayak sürümeye dermanım yok, Vazgeçiyorum bu inattan. Dedim ya sözcükler, Ayaklarıma bağlı dört bir...
Yıl 1954 bugün dünyaya bir meleğin inişi… O melek dünyaya inerken ona çok önemli bir misyon yüklendi. Misyonu, iyiliğe hizmet etmekle başladı İyiliğe hizmet ederken çok önemli bir şeyi keşfetti Neyi mi keşffetti? Tabi ki sevgiyi… İçindeki sevgi gitgide büyüdü ve o sevgiyi çocuğu ile paylaştı Derken kendi çocuğuna ruhunu...
Dere gibi akıyorum çok uzaklara doğru… Dalgalar ah o büyük dalgalar engebeli yollarımın asıl engeli olan o dalgalar Yollarımı kapamayın...
Deniz kıyısındayım bir ben bir de içimdeki ben martılar bembeyaz martılar boşalan şişeleri doldururlar sanki… uçmasını da bilirler uçurmazlar beni...
Düşer kar taneleri lapa lapa… Seyrederim hızla düşen tanecikleri Hissederim o karın soğukluğunu ve kokusunu sımsıcak yuvamda keyfim yerinde sokaklarda donanlar ah o donanlar yok mu ? kendimi alamıyorum düşünmekten kendi kendime bir ben bır de aklım bir bütün olup hızla yazıyorum şiirimi Gökyüzünde hareket eden bulutlar Kapladı etrafı beyaz...
Ağlayamıyorum, duyamıyorum sesini şarkılarda , Göremiyorum gözlerini; Düşünemiyorum bir ömür boyu sensizliği, Şu hayatta. Seviyorum seni bütün kalbimle, Sesleniyorum ruhumun...
Bak yine esir ettin yalnızlığına Bir başka yabancı akşamlar artık Bir başka doğuyor güneş Ve günler bir başka yaşanıyor senin...