İki dikkat çekici roman raflarda!

  • 5 yıl önce
  • 2Dakika
  • 572Sözcük
  • 55Görüntülenme

Onu ilk gördüğümde sular vardı saçlarında, öyle anımsıyorum. En yakına bile çok uzaklara bakar gibi bakıyor, konuşurken yer yer boşluklar, sessizlikler doluyordu sesine. Yorgun, utangaç gülümseyişi bitmiyor, tam biter gibi olurken, daha da hüzünlenip ağlamayı andırıyordu. Baktı ve indirdi gözlerini beni görünce. Öyleydi hep, öyle yapıyordu; öğrenecektim sonra. Uzun uzun bakamıyor, dökülür gibi oluyordu gözleri.

Yorgun Sevda

İrfan Yalçın

Okulunun Ankara’sına taşınan, herkesin “Canım” demeye mahkûm olduğu bir genç kız. Ağaçlarla konuşuyor, rüyalarında kuşlarla; kadınlığa uzanan yolun başında, sevdası eksik bir mecnun. Komşusu Dede’nin davetiyle girdiği bir işyeri: Ancak aysarların düşleyebileceği; herkesin, cümbüşün ortasında kendi yalnızlığını yaşadığı bir park, aydan park, Lunapark.

İş arkadaşları Baba Cemal, Çingene Nuri, Cüce Hamdi, Kapıcı Şehmuz ve kafesin içinde bir dev; uzun, upuzun bir adam: “Afrika Canavarı,” Canım’ın hayvanı.

Zihnini delip geçen bir merminin bulanıklaştırıp etrafa saçtığı anılarla yaşatılan, gözleri menekşeli bir annenin katılaşan hüznü; bu uzun adamın, kapatıldığı kafesten hiç gitmeyen hüznüyle buluşuyor.

Sahaftan aldığı bir insan kafatasıyla huzur bulabilen, savaş yıllarından kalan bir Alman ile kavga eden, Cennet’in dertlerine ortak olan ruhunda çiçekler açıveriyor. Hangisi olduğunu bilmediği bir bahara duruyor ya, yağmurlar da yağıyor.

Hüzünlerin Ankara’sından; gölgelerin ardından, arabaların içinden insanlara ateş edildiği ölümlerin İstanbul’una uzanan çeyrek yüzyıl dinmeyen sevdası Canım’ın.

İrfan Yalçın’dan, önceki romanlarına gizliden gizliye dokunuşlarıyla bezeli, bambaşka biçem ve nitelikte, çağdaş edebiyatımızı zenginleştiren bir yapıt: Bir şiir roman.

2009 Cevdet Kudret Roman Ödülü.

 

JOSEPH ROTH’UN İLK ROMANI ÖRÜMCEK AĞI ALFA YAYINLARI’NDA!

 

Joseph Roth’un 1923’te Viyana ile Berlin arasında gazetecilik yaparak yaşadığı dönemde kaleme aldığı ilk romanı Örümcek Ağı Alfa Yayınları’ndan çıktı. Joseph Roth, o yıllarda henüz ilk işaretlerini vermiş Nasyonal Sosyalizmi hazırlayan şartların derin bir psikolojik analizini yaparken, gelecekte Almanya’yı ve dünyayı bekleyen felaketlerin bir öngörüsünü de sunuyor.

 

Örümcek Ağı’nın merkezinde, hayal kırıklığı içinde Birinci Dünya Savaşından vatanı Almanya’ya dönen Theodor Lohse yer alıyor. Radikal sağ çevrelere girip yükselme hırsıyla gizli bir örgüte katılan Lohse o yıllarda Nasyonal Sosyalistler ile komünistler, burjuva ile proletarya arasında yaşanan siyasi kavgaların içinde bulur kendini. Yükselen faşizm tehlikesini sağduyuyla sezip bu ilk romanında, zamanını tutkuyla eleştiren kuşkucu, devrimci bir duruşla okuyucunun karşısına çıkan Roth, Lohse aracılığıyla hayal kırıklığı yaşayan, güvenilir iktidarlardan yoksun bir nesilden gelen, temelde beceriksiz, korkak bir fırsatçının temsilini sunmakta.

 

“Avusturya Macaristan İmparatorluğunun 20. yüzyıl edebiyatına yaptığı en güzel katkıyı Kafka ve Robert Musil’le birlikte Roth’un romanları gerçekleştiriyor.”

–The New Yorker

Abone Olun
Yeni yazılardan haberdar olun ve bizimle kalın